Cinsel Terapi

Cinsel Terapi

Cinsel Terapi Nedir?

Cinsel terapi uygulamaları denilince akla ilk gelen şeylerden biri vajinismus egzersizleri olsa da cinsel terapi bunun çok daha ötesinde, kapsamlı ve etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış bir psikoterapi alanıdır. Cinsel terapi, kişinin cinsellik alanında yaşadığı sorunları çözmeyi amaçlayan tekniklerin genel adıdır.
Cinsellik bilişşsel, duygusal ve davranışsal alanları kapsar. Cinsel tearpi de kişinin ruhsal ve cinsel anlamda bu alanlardaki gelişimini hedefler.Cinselliğin doğuştan gelen bir yetenek olmadığını, okuyarak, kendi vücudunu keşfederek ve yaşayarak öğrenilmesi gerektiğini anlatan tüm teknik ve yöntemlerin anlattıldığı ruh sağlığı dalıdır.

Hangi Sorunlar İçin Cinsel Terapi Faydalı Olabilir?
Ülkemizde cinsel hayatı aktif olan her kadından sekizi, her erkekten yedisi hayatının bir döneminde cinsel sorun yaşıyor. Yaşanan cinsel sorunların başında sertleşememe, sertleşmenin devamını getirememe, erken boşalma, orgazm olamama, vajinismus (penis- vajen birleşmesinden korkma), ağrılı cinsel birleşme, cinsel isteksizlik gelir. Bu sorunları yaşayan kişiler cinsel terapiden fayda görür.

Cinsel Terapi Kaç Seans Sürer, Görüşmeler Ne Sıklıkta Yapılır?
Haftada 1 olacak şekilde ortalama 12-15 seans sürer.

Cinsel Terapide Süreç Nasıl İlerler?
İlk iki görüşme değerlendirme görüşmesidir. Yani danışandan bugüne kadar olan cinsel hayat hikayesi alınır. Değerlendirme görüşmesinden sonra tedavi görüşmeleri başlar.Tedavi görüşmelerinde öncelikle cinsel bilgilendirme yapılır ve görsel materyal ve maketler üzerinden cinsel bilgiler verilir, cinsellikle ilgili eğitici videolar izletilir. Cinsel bilgilendirmenin yanında danışanın evde de cinsel sorununa yönelik yapması gereken aşk oyunları ve cinsel egzersizleri ödev olarak verilir ve uygulaması istenir.

Eşlerden Birisi Cinsel Terapiye Başvurmayı Kabul Etmiyorsa Ne Yapılmalıdır?
Cinsel terapiye gelen partner tek başına cinsel terapiye alınabilir. Gelmeyen partnerin terapiye gelmesi için herhangi bir zorlama yapılmaz.

Cinsel İktidarsızlık Ereksiyon Bozukluğu

Ereksiyon, doğru hormonal koşullara, sağlıklı bir penis anatomisine, yeterli kan akışına, sağlam ve iyi işleyen bir sinir sistemine bağlı nörovasküler bir refleksdir. Fiziksel temelde bunlardan herhangi birisinde var olan sorunlar, cinsel iktidar bozukluğuna neden olur. Ereksiyon bozukluğunun, kırklı yaşların atında en sık sebebi psikolojiktir. Çünkü ereksiyon bilinçdışı çatışmadan ve duygulardan kaynaklanan aksamaya hassas ve bağımlıdır.Bir erkek sevişme sırasında sakin bir duygusal durumda ve çatışmadan uzak olmadığı sürece, erektil refleksleri aksama eğilimi gösterir.Yoğun korkuların yanı sıra kaygılar, erkeğin sevişirken kafasını karıştırıp, cinsel deneyime odaklanmasına engel olabilir. Kaygı ya da kaygıya karşı geliştirilen savunmalar tarafından engellenmeden kendini olaya odaklamak, erektil reflekslerin düzgün işlemesi için gerekli bir durumdur.

Cinsel Özgüven

Kaliteli ve uyumlu bir cinsel hayat, kişinin özgüveninde saklıdır. Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için, güçlü bir aşk ilişkisi için "cinsel özgüven" gerekir. Cinsel işlev bozukluklarının kökeninde özgüvenin farkına varılmaması yatıyor olabilir. Özgüven dünyadaki en güçlü afrodizyaklardan biridir.

Bir kadını veya erkeği çekici kılan en önemli etkenlerden biridir. Çünkü özgüven kişiye cinsel güç verir, cinsel enerjisini arttırır ve daha fazla çaba göstermeye özendirir, cinsel haz için ilham kaynağıdır, kişinin kendisiyle gurur duymasını, hem bedeninden hem de partnerinin bedeninden keyif almasını sağlar. Özgüven için kişisel sorumluluk almak şarttır.
Kişi kendinin yakınlarının ve hayatının sorumluluğunu alabildiği sürece, özgüveninin farkına varabilir.

Peki, özgüven cinsel hayatı nasıl etkiliyor ?
Özgüven cinsellik için de oldukça önemli. Kişisel gelişimini tamamlamış, hayattan ne istediğini bilen, gelecekte ne yapacağını planlayan bir kişinin hayatına hakim olması, yaptıklarının sorumluluğunu alması ve farkına varması özgüvenin ta kendisidir. Sadece cinselliği değil eş ilişkisini yönlendirmek de özgüven sayesinde olur. Cinsellik dışında partnerle iletişim iyi ise, birbirlerine her sıkıntılarını rahatlıkla söyleyebiliyorsa, kendilerine ve birbirlerine zaman ayırabiliyorsa bu çiftin özgüveni yerinde demektir.

Özgüveni yerinde olan çiftler,birbirlerinin ne istediklerini bilir. Nelerden hoşlandıklarının farkındadırlar ve bunları birbirlerinden talep ederler. Birbirlerine karşı utanç duygusunu yoğun yaşamazlar.

Cinsel işlev bozukluklarının kaynağında özgüvenin farkında olmamak vardır. "Partnerimden şunu istesem beni nasıl anlar ?" "Beni seviyor mu? " , "Ya onu tatmin edemezsem ?" , " Beni terk eder mi? " , " Penisimin boyu yeterli mi? " ,"Acaba vücudumu beğeniyor mu? " gibi sorular akıllarında dolaşan ve cinsel isteklerini birbirleriyle paylaşamayan çiftler özgüvenlerinin farkında değildirler. Özgüvenin farkında olunmadığında cinsellikte tatmin azalır ve bu da ilişkiye zarar verir. Özgüvenin farkına varılmaması cinselliğin olumlu yaşanması önünde engellerden biridir. Performans endişesi yani başaramama korkusu özellikle özgüveninin farkında olmayan, cinsel bilgi ve deneyimi yeterli olmayan kişilerde yaşanan cinsel sorunun arkasında yatabilen bir durumdur. Kişi her seferinde yerine başarısız olacağı ya da o an için başarılı olsa da bunu sürdüremeyeceği, yetersiz algılanacağı ve eşinin tatmin olmayacağı gibi cinsel takıntılarla meşgul hale gelir. Hatta daha cinselliği düşünmeye başladığı anda zevk almaya veya cinsel doyuma ulaşmaya değil, performansına odaklanmaya başlar ve kendi kendine yaptığı olumsuz değerlendirmeler sonunda başarıya ulaşmak o kişi için imkansız hale gelir.

Özgüvenin farkında olmayan bir kişi, başta cinsel organları olmak üzere bedenin çeşitli bölümlerine yönelik yetersizlik ya da çirkinlik duygularına odaklı cinsel takıntılara da kapılabilir. Başaramama korkusu, utanma, aşağılık duygusu, umutsuzluk gibi duygular genellikle cinsel hayattaki kimi olumsuz yaşam deneyimlerinden sonra ortaya çıkarlar. Örneğin kişi cinsel yaşamına sağlıklı ve destekleyici bir ortamda başlamamış olabilir, partneri kendisine çok eleştirel, talepkar veya aşırı koruyucu davranmış da olabilir. Sonuç olarak kişi bu nedenlerle kendisi hakkında olumsuz düşünmeye başlar.

Cinsellikte 10 Altın Kural

Hayatınız boyunca ne beklersiniz?
Para ,huzur,belki bir ev ya da yeni bir araba mı?

Elbette dileklerin en başında sağlık gelir ama ya sağlıklı bir cinsellik? "Sağlıklı bir cinsellik " demek ,dokunmanın ve sevişmenin verdiği hazza odaklanarak , ruhu ve bedeni bir armağan gibi sunarak yaşamak , kişinin kendisiyle barışık, psikolojik açıdan güçlü, huzurlu ve kaliteli olduğu bir hayat sürmek demektir. Kaliteli bir hayat ise başarılı bir iş hayatına açılan kapıdır. Demek ki bol kazançlı ve iyi bir hayatın standartlarından biri de sağlıklı bircinsel yaşamdır.

O halde, sağlıklı bir cinsel hayatın sırrı nedir ?
Hayatın sırrından kastedilen her ne ise aslında sağlıklı cinsellik de bu olgudan çok uzak değildir. İşte ideal cinsellik için olmazsa olmaz kurallar :

1. Etkin iletişim kurmak.
2. İdeal ortamı oluşturmak.
3. Ön sevişmeyi geçiştirmemek.
4. İlişkide aşk oyunlarına yer vermek.
5. Kendini tanımak ve kendinle barışık olmak.
6. Sevgi,saygı ve güven dolu bir ilişki kurmak.
7. Rahatlamak ve gevşemek.
8. Utanç duygusundan kurtulmak.
9. Cinselliğe konsantre olabilmek.
10. Sağlıklı beslenmek ve düzenli spor yapmak

Dr.Cem Keçe

Erkeklerde Cinsel İsteksizlik

Her ne kadar kadınlar gibi tüm erkeklerinde durumsal olarak cinsel isteklerinde azalma görülebilse de erkeklerin bu konu için yardım istemeleri nadirdir. Ancak cinsel istek azlığı cinsel performansta bozukluk yaparak sertleşme sorunlarına yol açtığında erkekler cinsel isteksizlik için bir hekime veya terapistte başvurma eğilimindedirler. Çünkü erkek psikolojisi derki; penisin sertleşmesiyle sembolleşen güç ve iktidarın kaybı erkeği endişelendirmektedir.
Diğer bir neden ise toplumdaki erkeklerin her zaman sekse karşı hazır ve istekli olduğu cinsel mittir ki bu da erkeğin seks arzusunun azaldığını ya da kaybolduğunu ifade etmesini zorlaştırır. Çiftlerin genelde yardım talebinde bulunma sebebi erkeğin cinsel isteğinin partnerinincinsel isteğinden az olmasıdır.

Erkeklerin Kabusu 'Erken Boşalma'

Cinsel yaşamın başlangıcında erkeklerin çoğunda cinsel ilişki sırasında erken boşalma olur ve bu öğrenme sürecinin doğal aşaması sayılabilir. Deneyim kazandıkça çiftlerin çoğu eşlerin ikisi için de doyurucu bir sevişme tarzı bulur; bunun yolu ön sevişmeyi kadın yeterince uyarılana kadar uzatıp penisin vajinaya girişini ertelemek olabileceği gibi, erkeğin sık sık mastürbasyon yaparak cinsel dürtüsünün yatıştırması da olabilir.

Bazı erkekler kendilerinin ve eşlerinin istediğinden daha erken boşalmaya devam eder. Gerçekten de penis henüz vajinaya girmeden ya da girer girmez orgazma ulaşırlar. Cinsel birleşme uzayamaz, bu da eşler arasındaki yakınlığa zarar verebilir ve ilişkiyi tehlikeye sokabilir. Erkek karamsarlaşır, özgüvenini yitirir, bu da bazen sertleşme başarısızlığı ya da cinsel istek kaybı gibi başka bazı cinsel sorunlara neden olur.

Erken boşalma " penis vajinaya girmeden, girerken ya da girer girmez pek az cinsel uyarılmayla istemeden boşalmanın sürekli bir biçimde devam etmesi" olarak tanımlanabilir. Erken boşalmayı hemen her erkek aynı şekilde yaşar gibi görünse de aslında erken boşalmanın her biri farklı nedenden kaynaklanan 12 tipi vardır.

Erken boşalmanın sadece nedenleri değil, etkileri de karmaşıktır. Erken boşalma erkeğin öz saygısı, cinsel yaşantısı ve ilişkisi üzerinde yıkıcı bir etki yaratabilir. Kişi öfke, aşağılanma, hayal kırıklığı, kızma, yetersizlik, utanç ya da suçluluk doğuran eski deneyimlerini ve egosunu rahatsız eden birçok özrünü bilinç dışına itmekle kalmaz, bunları hiç yaşanmamış gibi de algılayabilir. Günahkârlık, suçluluk, bedel ödeme, kendini cezalandırma, kapalılık, saldırganlık, derin endişe, zevk ve yetenek etrafındaki çatışmaları gizlemek için erken boşalmanın ne anlam ifade ettiği mutlaka üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Çünkü erken boşalan erkek, bilinçdışı olarak, hem kendini hem de partnerini cezalandırıyor olabilir. Ayrıcı tıpkı bir döngü gibi, bu etkiler erken boşalma sorununun daha da kötüleşmesine neden olabilir. Bu nedenle erkeğin hangi tip ya da tiplerde erken boşalmaya sahip olduğunu belirleme boşalma refleksini kontrol etmede özel ve etkili yaklaşımların geliştirilmesi için önem arz eder.

Erken boşalma, genellike her iki partneri de hayal kırıklığına uğratan bir bozukluktur. Erken boşalmanın sebebi, boşalma refleksi üzerinde yeterince istemli kontrol sağlanamamasıdır. Bazı refleksler istemli kontrole bağlıdır, bazıları da değildir. Erkeklerde ereksiyon istemli kontrol altına alınamaz. Boşalma ve orgazm alınabilinir. Erken boşalan erkeğin boşalmayı kontrol edememesinin sebebi, kişinin orgazmın haber verici duyumlarının farkında olmamasıdır. Büyük olasılıkla bunu nedeni o sırada kişinin biraz kaygı duymasıdır, bu da onun dikkatini dağıtır. Bir refleksi, örneğin idrar yapma ve dışkılama gibi, ortaya çıkaran duyumların bilinçli bir şekilde algılanması istemli kontrolü öğrenmenin ön koşuludur. Bundan dolayı erkek boşalma kontrolünü öğrenip süreyi uzatabilir.

Geç Boşalma - Boşalmanın Aşırı Kontrolü

Geç boşalma, erkeğin orgazm refleksinin istem dışı olarak ketlenmesidir. Bu durum fizyolojik açıdan kadındaki orgazm bozukluğuna benzerdir. Geç boşalan erkek cinsel uyarılma yaşar, iyi derecede ereksiyon olur, ama yeteri kadar uyarıldığı halde boşalma refleksini açığa çıkarmada sıkıntı yaşar.
Geç boşalmanın da altında ereksiyon bozukluğunda olduğu gibi bilinçaltı çatışmalar yatar. Bilinçaltı çatışmalar aynı, savunmalar farklıdır. Geç boşalan erkek farkında olmadan kendini tutar, yani kontrol uygular, böylece kaygıda kaçınır; oysa ereksiyon bozukluğu yaşayan erkek kendisinin kaygıya boğulmasına müsaade eder

Kadında Cinsel İlişki Sırasında Ağrı

"Disparöni" terimi tıpta cinsel birleşmenin mümkün ama ağrılı olduğu durumunu tanımlar. Çok sık görülür ve çoğu kadın cinsel yaşamında bunu hiç değilse biraz yaşamıştır.
Kadınların kadın-doğum uzmanlarına ya da cinsel işlev bozukluğu merkezlerindeki doktorlara en yaygın başvuru nedeni budur.

Cinsel İlişki sırasında ağrının nedenleri:
Doktorlar cinsel ilişki sırasında ağrıyı ikiye ayırır; yüzeysel ağrı ya da derinde ağrı.
Penis vajinaya girerken ağrı oluyorsa ve vajinanın girişinde hissediliyorsa , yüzeysel disparöni sayılır. Penisin vajinaya rahatça girebilmesine karşın,bütünüyle girdikten sonra "derinde" karnın alt tarafında bir ağrı hissediliyorsa, bu derin disparöni olarak adlandırılır. Bunların ikisi birlikte de görülebilir.
Vajina kaslarının spazm yapması nedeniyle penis vajinaya giremiyorsa, bu durum vajinizm olarak adlandırılır.

Cinsel ilişki sırasında ağrı olmasına olası nedenler ;
• Enfeksiyonlar
• Doğum ya da ameliyat sonrası sorunlar
• Rahim boynu,rahim,yumurta kanalları ya da yumurtalıkları ilgilendiren sorunlar
• Kayganlaşma yetersizliği
• İlk cinsel birleşme
• Vajinanın ya da himenin (kızlık zarı) yapısına ilişkin sorunlar
• Psikolojik nedenler

Kadında Orgazm Sorunları

Çeşitli araştırmalarda erkeklerin yalnızca %1 ile %4'ü orgazm sorunu yaşarken, kadınlarda bu oranın %40'a kadar çıktığı görülüyor. Kadınların %26'sı cinsel ilişki sırasında hiçbir zaman orgazma ulaşmadıklarını bildiriyor. Yüzde 80'e yakın bir bölümü de cinsel ilişki sırasında yalnızca "yardımla", örneğin klitorisin uyarıldığı ön sevişmeyle orgazma ulaştıklarını belirtiyor. Seks terapistlerinin büyük bir bölümü, aslında klitorisi uyarılmadan orgazma ulaşmakta güçlük çekmesini "normal" saymak gerektiği kanısındadır. Yine de kadınların %10'u hiçbir zaman hiçbir yoldan orgazma ulaşamıyor.
Genç erkeklerin orgazmı denetim altına almayı öğrenmeleri gerektiği gibi, genç kadınların da nasıl orgazma ulaşacaklarını öğrenmeleri gerekiyor. Kadınlarda mastürbasyon hala yaygın bir biçimde kabul edilemez olarak görülse de, birçok kadın ne tür uyarılmadan hoşlandığını kendine dokunarak öğreniyor. Kadın nasıl orgazm olabileceğini bilse bile, cinsel birleşme sırasında kullanılan birçok pozisyonda klitoris kadının orgazma ulaşmasına olanak verecek kadar uyarılamaz. Ayrıca çiftlerin iki tarafı da tatmin eden bir ön sevişme tarzı aramak için zaman ayırmaları gerekir.

Orgazm Bozukluğu

Klinik açıdan, kadın orgazmı aşağı yukarı çan eğrisi şeklinde dağılım gösterir. Çan eğrisinin bir ucunda hiç boşalmamış kadınlar vardır. Hemen sonra, yalnızken partner olmadan yoğun klitoral uyarılma gerektiren kadınlar gelir. Doğrudan klitoral uyarıma ihtiyaç duyan ama partnerleriyle birlikte boşalabilen kadınlar dağılımın ortasında yer alır. Cinsel birleşmeyle ama sadece uzun ve güçlü bir uyarımdan sonra boşalabilen kadınlar da ortaya yakın yerde bulunur. Üst aralığın yakınında, boşalmak için yalnızca kısa süreli vajinal girişe ihtiyacı olan kadınlar ve en uçta fanteziyle veya sadece göğüs uyarımı ile orgazm olabilen kadınlar vardır. Cinsel birleşme sırasına hızlıca ve kolayca orgazm olan kadın da normaldir. Her orgazm aynı haz şiddetinde olmayabilir.
Bu çan eğrisi içinde bulunmayan ve hiç orgazm olmamış kadın ketlenmiş durumdadır ve cinsel tedaviye ihtiyacı vardır.

Vajinismus

TANIM VE NEDENLER

Cinsel davranış ve ifade biyolojik yapıdan, kişilik özelliklerinden, genel kendilik algısından, başkasıyla ilişkisinden ve içinde yaşadığı kültürden büyük ölçüde etkilenir. Bu nedenle de cinsellik; biyolojik yapı, içinde yaşadığı kültürel yapı ve genel kendilik algısı gibi kavramlarla iç içedir. Peki nasıl oluyorda bu kadar büyük hevesle beklenen ve zevk veren bu zihinsel ve bedensel eylemler bazı kadınlar/çiftler için çekilmez bir korku kaynağı olabiliyor? Kızlık zarının temiz kalmayla eşdeğer ve erkeğe saklanmaya değer görüldüğü evlenene kadar bakireliğin korunmasını uygun gören kültürlerde kadınların büyük bir kısmı için evlendikleri ilk gece, cinsel birleşmenin olup olmayacağı, çok kanlı ve ağrılı olacağı endişesi ile büyük bir korku kaynağı olmaktadır. Ortak toplumsal bilinçte düşünce ve duygu olarak büyük yatırımların yapıldığı, büyük beklentilerin olduğu bu gecede cinsel birleşme sağlanamadığında çift ve bazende yakınları için sonuç oldukça dramatik olmaktadır.
Bu öyle bir korku kaynağıdır ki değil eyleme geçmek, eylemi düşünmek bile bu konudaki sorunların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Bu korku sonucunda kadın elinde olmadan baldırlarını, bazen de bacaklarını sıkıca kapamakta,en olumsuz senaryoları yazmakta ve cinsel birleşmeyi gerçekleştirememektedir. Bunların yanı sıra sonraki zamanlardaki her cinsel birleşme teşebbüsü ya da deneyimini de bir eziyet olarak görmektedir. Dünyanın neredeyse hemen her tarafında farklı kaygı kaynakları zemininde de olsa, ilk gece ile ilgili erkeklerin ve özellikle kadınların asıl olarak ne beklediklerini ya da ne yapacaklarını bilmedikleri için korkuları oldukları bilinmektedir. Gerçek dışı, ütopik bir ilk gece yaşanacağı büyüsel anlayışı hakim olan toplumlarda,doğal olarak cinsellik olumsuz etkilenmektedir.

Halbuki kadınlar için ilk gecede cinsel ilişki ya da birleşme deneyimi, ne yüksek derecede ağrılı ne de sonraki cinsel birleşmelerinden daha çok zevkli olacaktır. Deneyimsizlik ve ilk olması nedeniyle sonrakilerden biraz daha heyecan taşıması kabul edilebilir bir durumdur.Öpme,öpüşme, karşılıklı okşama, cinsel konuşma ve cinsel oyunları içeren yeterli bir sevişme olmadığında ya da kadın uyarılmaya açık olmadığında vücut psikolojik ve fizyolojik olarak cinsel birleşmeye hazır hale gelmemektedir. Sonuç olarak cinsel birleşmenin gerçekleşmesi için gereken cinsel uyarılma düzeyi ve ıslanma oluşmaz. Normal cinsel tepkiler ortaya çıkmadığında cinsel ilişki ya da cinsel birleşme gerçekleşmeyebilir ya da rahatsızlık içinde ağrılı bir şekilde gerçekleşebilir. Cinsel birleşme sırasında ağrı oluşması kadınlarda erkeklerden daha sık görülmektedir.Bunun nedeni fiziksel ya da psikolojik olabilir. Ağrılı bir cinsel birleşmede ya da çok ağrılı olacağı düşünülen bir cinsel birleşme teşebbüsünde kadında doğal olarak bir endişe ortaya çıkar.
Bunun sonucunda perivajinal kaslarda kasılma meydana gelmesiyle DSM-IV-TR 'de cinsel ağrı bozuklukları içinde sınıflandırılan disparoni ya da vajinismus gelişir. Vajinismusun gösterilebilen kesin bir nedeni yoktur. Daha çok neden geliştiği üzerine varsayımlar öne sürülmektedir.Vajinismus tedavi yaklaşımı da genellikle bu varsayımlar üzerine kurulmaktadır. Cinsel işlev bozuklukları içinde değerlendirilmeyen cinsel terapiye iyi yanıt veren bir klinik tablodur.Tedavide cinsel birleşmenin sağlanamadığı bir durumdan ağrısız ve keyifli bir cinsel birleşmeye geçilebilmesi için vajinismusun gelişmesine, ortaya çıkmasına ve süreğenleşmesine neden olabilecek olumsuz düşünceler ya da yanlış inançlar ve davranışlar konusunda farkındalığın arttırılması büyük bir önem taşır. Vajinismus kişinin zihninin yapmayı kararlaştırdığı ama bedenin hayır dediği durumlara yani zihin beden çatışmasından doğan klinik tablolara iyi bir örnektir. Sadece cinsel yaşamda değil hayatın her alanında zihin beden etkileşiminin ve özellikle de bu ikisi arasındaki harmoninin ne kadar önemli olduğu üzerine çok fazla söz söylemeye gerek yoktur.